Little Yucca'nın Hikayesi
Little Yucca çok yakında 4. yaşını kutlayacak!
Bu yeni yaş daha kullanışlı ve daha dinamik bir internet sitesini de hakediyor dedim ve sitede ufak bir değişikliğe gittim. Bu yeni değişikliğin bir parçası da düzenli yazmaya heves ettiğim bu blog... Sizlere Little Yucca’nın dünyasını biraz daha iyi anlatabilmek adına hikayemiz, yeni ürünlerimiz, üretim süreçlerimiz, işbirliklerimiz ve ilginizi çekebileceğini düşündüğümüz türlü türlü konuları yazacağımız bir blog olacak burası.
Başlangıç olarak da en doğrusu kendimi ve Little Yucca’nın hikayesini biraz anlatmak olur sanki...
Ben Seray! Little Yucca markasının kurucusuyum. İlk söylemek istediğim şu: tahmin edilenin aksine anne olmamın sonucu olarak başlamış bir girişim değil Little Yucca:) İşletme, Tasarım Yönetimi ve Moda Yönetimi okudum. 10 sene kadar kurumsal olarak marka yönetimi, marka iletişimi, tekstil ve mağazacılık alanlarında çalıştım. O 10 yıl boyunca da hep kendi markamı yaratma hayaliyle yaşadım. Sürdürülebilir tekstil ürünleri üzerine çok araştırma yaptım ve henüz daha kurumsal hayattan ayrılmadan ve hatta anne olmaya karar vermeden çocuklar için sürdürülebilir tekstil ürünleri tasarlama hayalim vardı. Ancak hayatım boyunca çeşitli endişeler ve çekinceler biriktirmiş, bu maceraya atılma kararımın önüne onları dağ gibi yığmıştım. Derken bir gün tatsız bir şekilde hayatın maceralara atılmamak için çok kısa olduğunu öğrendim. Eş zamanlı anne oldum. Kendi biriktirdiğim tüm endişeleri elimin tersiyle süpürüp Little Yucca’yı kurdum.
İlk hedefim 0-2 yaş bebekler için doğa dostu, cinsiyet ayrımsız, kendine has bir tasarım dili olan, her gün her saat keyifle kullanılabilecek kıyafetler tasarlamaktı. Tekstil bilgim vardı, üretime dair fikrim de... Ancak bir tasarımcı olduğumu söyleyemezdim. Kumaşlar, renkler ve kalıplarla başa çıkabilirdim. Fakat desenler ve ilüstrasyonları nasıl çözecektim? Bu noktada Little Yucca’nın koleksiyonlarını yaratırken farklı ilüstratörlerle işbirlikleri yapmaya karar verdim. Böylece sanırım kendi en önemli eksiğimi markamın en farklılaşan ve en kuvvetli özelliğine çevirmeyi başardım.
Üretim tarafına gelirsek, İstanbul’da tanıdık tekstilcilerin kapısını aşındırarak başladı maceram. 1 yıl boyunca modelhanelerde kendime numune diktirmeye çalıştım. İlk günden itibaren Little Yucca’nın tüm kumaşlarını kendi belirlediğim detaylarıyla sertifikalı üreticilere kendim ürettirdim. İlüstratörlerden aldığım ilk çizimlerimi hazırlattığım levhalarda serigrafi yöntemi ile baskı atölyelerinde kendim bastım. Tulumlara basılacak her bir çıtçıtın yerini elimle işaretledim. Arabamın bagajında ürünlerimi o atölyeden bu atölyeye taşıdım durdum. Bu sayede üretimi ve süreçlerini çok iyi öğrendiğimi söyleyebilirim.
Kurulduğu ilk günden beri en önemli hedefim ve hayalim Little Yucca’yı sınırlardan bağımsız, uluslarası bir marka haline getirmekti. Bunun için düzenli olarak Paris ve Berlin’de fuarlara kendi standımızla katılıp Little Yucca’yı tanıtmaya çalıştım. Uluslararası yayınlar ve internet siteleri ile sürekli iletişim halinde oldum.
Bu markanın üzerine çalışmaya başlayalı 5 yıl, ilk koleksiyonumuzu çıkaralı da tam 4 yıl olmak üzere... Bugünlerde 10. Koleksiyonumuzu tasarlıyoruz! Şu ana kadar tam 20 ilüstratörle beraber çalışma şansını yakaladım. Little Yucca ürünleri Türkiye’de kendimizinki dışında 15 mağazada ve Türkiye dışında 8 ülkede satılıyor. İlk günden beri bu işe son derece profesyonel yaklaşsam da yakın zamana kadar ilk adımından son adımına kadar neredeyse herşeyi kendim sırtlandım diyebilirim. En büyük şansım kendi yapamayacağım herşeyi (kumaşların hazırlanması, ürünlerin dikilmesi, ilüstrasyonların çizilmesi, fotoğrafların çekilmesi vs) alanında gerçekten başarılı kişilere paslayabiliyor olmam.
Bugüne kadar bu maceranın parçası olmuş herkese müteşekkirim. Gelecek için de Little Yucca’ya dair sayısız hayalim var! Dilerim onları zaman içerisinde burada sizlerle de paylaşma şansım olur. Ufak bir başlangıç olsun bu yazı. Yenilerinde görüşmek üzere...